İnsanlar bir işin nasıl halledildiğini, bir problemin nasıl çözüldüğünü bazen çok geç öğrenirler. Gönül ister ki bu öğrenme işi ne geç olsun ne de güç olsun. Fakat bazen ağır bedeller karşılığında unutulmayacak dersler alınır. Bazen en büyük dersler, en zor yollardan öğrenilir…
“Akıllı insanlar başkalarının tecrübelerinden yararlanır, inatçı insanlar her şeyi kendileri denemek ister.” diye bir söz vardır. Buna istinaden biz Müslümanların geçmişe bakarak olaylardan ders çıkarması ve aynı delikten tekrar ve tekrar sokulmaması elzemdir. Çünkü ödediğimiz bedeller gerçekten çok ağır olmaktadır. Tabi ferasetli olmak her kişinin ve her kitlenin de harcı değildir. Ancak tüm dünyanın gözü önünde Gazze’de gerçekleştirilen katliamlar ve özellikle açlıktan dolayı artan ölümler artık aklımızı başımıza almamız gerektiğini, bir yere varmayan yollardan dönülmesi ve köklü çözümlere dair adımlar atılması gerektiğinin acil sinyallerini vermektedir.
Aksa Tufanı’nın başlatıldığı günden bu yana Müslümanlar, Filistin’in kurtuluşu için çeşitli yollar denediler. Protesto ettiler, boykot ettiler, kınadılar… Müslüman halklar başlarındaki liderlere güvendiler ama onların da kâfirlerle iş tuttuklarını geç de olsa idrak ettiler. “Daha ne olsun İslâm İş Birliği Teşkilâtı var” diyenler ise bu işe yaramaz birliğin aciz insanlar gibi kınamaktan öteye geçmediklerini gördüler. Müslümanların başındaki bu 57 liderin Amerika’nın figüranı olduğunu ve kesinlikle Müslümanları temsil etmediğini Gazze bizim kafamıza vura vura öğretti.
Buna rağmen Müslümanların maruz kaldığı tüm zulümlerde ve 7 Ekim’den beri bıkıp usanmadan problemin köklü çözümünü ortaya koyan ve korkmadan hakkı söyleyen elhamdulillah Hizb-ut Tahrir var. Bu kitle “Gazze ancak Hilâfet’le kurtulur”, “Müslümanlar birleşsin, "İsrail’i" yok etsin” diyerek ferasetinin ne kadar isabetli olduğunu ispatlamıştır.
Birlikten güç doğar ve zalimler ancak güçten korkar. Ve Köklü Değişim, çözüme gidilecek bu süreçte Türkiye’deki tüm İslâmi camialara ve âlimlere çağrıda bulunmakta, sözü muhatabına daha gür söylemek adına “Gazze İçin Birleşelim” demektedir. Elhamdulillah bu hak çağrıya korkmadan hemen tekrar icabet edenler var. İnanıyoruz ki önümüzdeki günlerde destek verenler daha da çoğalacak, birleştiğimiz vakit muhatabımız sesimizi duymamazlıktan gelemeyecek veya kısamayacaktır.
Artık denenmiş ve fayda vermemiş şeyleri terk etmenin zamanı gelmiştir. Gazze derdi olan samimi Müslümanların şimdiye kadar onları çıkmaz yollara sokan hocalarını, âlimlerini, cemaatlerini uyarıp birlik olma yolunda Köklü Değişim ’in davetine icabet etmeleri gerekmektedir. Çünkü geciktiğimiz her dakika kardeşlerimiz açlıktan ölmekte ya da işgalci Siyonistler tarafından öldürülmektedir.
Unutmayalım ki Gazze’de yardımsız bırakılan kardeşlerimiz bizi Allah’a şikâyet etmekteler! Bunun hesabını yarın ahirette Allah Azze ve Celle’ye nasıl vereceğiz? Elimizde imkânlar varken kullanmadığımızı, birlik olup güçlenmektense ayrıştığımızı Allah’a nasıl açıklayacağız?
Ulus devletler olarak kaldığımız müddetçe, İslâm’ın hükümlerini uygulayacak bir Halife’ye biat etmedikçe, kardeşlerimizi kendi nefsimize tercih etmedikçe her zaman kaybedenlerden olacağız. Bizlerin ortak paydası Allah Rasulu Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in getirdiği pak İslâm’dır. Bizler ancak İslam’la şeref buluruz ve İslam’la güçleniriz. İslam’ı ise yeryüzünde tatbik edecek, kâfirlerden hesap soracak ve canlarımızı onlardan koruyacak olan sadece ve sadece Râşidi Hilafet Devleti olacaktır. Rabbim bu yolda çalışanların azmini arttırsın, ayaklarını sabit kılsın…
“Ey iman edenler! Allah ve Rasulü sizi, size hayat verecek olan şeylere çağırdığı zaman icabet edin. Ve bilin ki Allah, kişi ile kalbinin arasına girer. Sonra hiç şüphesiz, hepiniz O’nun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfâl, 24]