Buradan; ümmetin yükünü taşıdıklarını zanneden liderlere, sorunları İslam’ın hakikatleriyle çözüm üretmek yerine Batı’nın uşaklığına soyunan yöneticilere, Müslüman olduklarını iddia eden ümmete ve bir nebze merhamet taşıyan insanlığa sesleniyorum!
Tarih boyunca Müslümanlar, hilafet çatısı altında bir araya geldiklerinde güçlenmiş, adalet ve ilimle dünyaya yön vermişlerdir. Bugün ise ümmet, parçalanmışlık ve dağınıklık içinde zor zamanlar geçirmektedir. Bu nedenle hilafet sadece tarihî bir miras değil; aynı zamanda birliğin, kardeşliğin ve ortak hedeflerin sembolüdür.
Hilafet, Müslümanların dinî, siyasî ve toplumsal meselelerde ortak bir sesle hareket etmelerini sağlar. Adaletin tesisi, mazlumların korunması ve ümmetin savunulması için güçlü bir liderliğe ihtiyacımız vardır. Bu da ancak ümmetin birlik içinde hareket etmesiyle mümkündür.
Gazze yanarken ümmet sessiz ve dağınık… Her gün masumlar ölürken, Müslümanların birleşmeye olan ihtiyacı daha da yakıcı hâle geliyor. Parçalanmış bir ümmet zulme karşı duramaz. Unutmamalıyız ki Gazze’nin feryadı sadece yardım değil, adalet ve liderlik çağrısıdır.
Müslümanlar belki de 22 aydan fazladır boş durmayıp meydanlara çıktılar. Türkiye ve diğer beldelerde Gazze için kıyama kalktılar, Gazze’ye olan hissiyatlarını dile getirdiler. Kardeşlerini, Allah Resûlü’nün şu hadisi gereği yalnız bırakmadılar:
"مَثَلُ الْمُؤْمِنِينَ فِي تَوَادِّهِمْ وَتَرَاحُمِهِمْ وَتَعَاطُفِهِمْ، مَثَلُ الْجَسَدِ، إِذَا اشْتَكَىٰ مِنْهُ عُضْوٌ تَدَاعَىٰ لَهُ سَائِرُ الْجَسَدِ بِالسَّهَرِ وَالْحُمَّىٰ" “Müminler birbirini sevmekte, birbirine merhamet etmekte ve birbirini korumakta bir ceset gibidir. Vücudun bir organı rahatsızlandığında, diğer organlar da uykusuzluk ve ateş ile ona katılır.” (Sahih-i Müslim, Birr ve Sıla, 2586)
Yüreği Gazze ile atan tüm Müslümanlar, bu süreçte aslında Gazze’li kardeşlerimizin feryadını insanlığın dikkatine sundular ve Müslümanları harekete geçirdiler.
Yaşanan gelişmeler, Gazze için birleşmenin önemini tekrar tekrar hatırlattı. Fakat yükselen tepkilere rağmen bu soykırım, işgal ve zulüm sona ermedi. Aksine Yahudi varlığı, kara harekâtını genişletip Gazze’nin tamamını işgal etme niyetini açıkladı.
Tüm bu seslenişlere ve çabalara rağmen Yahudi varlığı zulmünü daha da artırıyor. Gazze’yi açlığa, susuzluğa; çocukları ölüme terk ediyor. İnsanlık ise artık harekete geçmenin zamanının geldiğinin farkına vardı. El ele, kol kola meydanlarda direnişlerini sergilediler. Güçlü seslerle, güçlü eylemlerle “Biz kardeşlerimizle beraberiz!” dediler.
Âlimler, kanaat önderleri, aydın düşünürler birleştiler ve Gazze meselesinin bir seçim değil, büyük bir sorumluluk olduğunu dile getirdiler. Köklü Değişim ve yüreği Gazze ile atan tüm camialar bir araya geldiler.
Artık birleşmenin zamanı, belki de çoktan geçti bile… Her geçen gün yeni bir yıkım, yeni binlerce çocuk cesedi, açlık ve susuzluk… Gazze’de bir damla su, bir lokma ekmek kanla ıslanıyor. Evlatlarını kendi elleriyle kefensiz, titreye titreye toprağa veren babalar… Enkazlar arasında soğuyan çocuk bedenleri… Annesinin kokusuna hasret binlerce masum… Bizler ise hâlâ rahat yataklarımızda uyuyabiliyoruz. Buna rağmen Gazze halkının öyle bir imanı var ki; onlar acı çekerken bile bizim için dua ediyor, kendi çektiklerinin bize dokunmamasını Rabbinden diliyorlar.
İşte bizler de büyük acılarla yara almış bu insanlara “Zaman her şeyin ilacıdır.” demek yerine:
“Biz de varız, biz de sizinleyiz!” diyoruz ve demeye de devam edeceğiz Allah’ın izniyle!
Artık ortak söylem ve eylem birliği oluşturmak için tüm çabamızı ortaya koyma zamanı geldi. Zaman, fikir ayrılıklarına düşme zamanı değil; birleşme ve Gazze’nin güçlü sesi olma zamanıdır. Hilafete giden yol; kalplerin birleşmesinden, kardeşliğin güçlenmesinden ve ortak hedeflere yönelmekten geçer. Bugünün ümmeti için bu, kaçınılmaz bir sorumluluktur. Bunu söylüyor ve buna inanıyoruz! Bundan sonra bize düşen ise:
Gazze’nin sesi olmak, İslam’ın öncüleri olmak,
Allah Azze ve Celle’nin Resûlü’nün müjdelediği ikinci Raşidî Hilafet’i yeryüzüne yeniden hâkim kılmak için gayret etmektir.
"وَأَطِيعُوا ٱللَّهَ وَرَسُولَهُۥ وَلَا تَنَـٰزَعُوا فَتَفْشَلُوا وَتَذْهَبَ رِيحُكُمْ ۖ وَٱصْبِرُوٓا۟ ۚ إِنَّ ٱللَّهَ مَعَ ٱلصَّـٰبِرِينَ" “Allah’a ve Resûlü’ne itaat edin; birbirinizle çekişmeyin, sonra ayrılığa düşersiniz, gücünüz elden gider. Sabredin. Şüphesiz Allah sabredenlerle beraberdir.” (Enfâl Sûresi, 46)
Hilafet, ümmeti tek çatı altında toplar; sessizliğe son verir. Gazze’nin kurtuluşu ümmetin birliğine, birliği ise hilafete bağlıdır. Tam da bu yüzden artık ayaklanmanın vakti geldi! Bizler bu davada, Allah Azze ve Celle’nin ayetlerini tek tek yerine getirme çabasında olan Müslümanlarız. Gazze için, ümmet için, adalet için birleşmeli; hilafeti yeniden diriltmeliyiz. Çünkü birlik olmadan zafer olmaz.
Davamızı korkusuzca haykırmalıyız.
Herkes bir şey yapsın, ama sakın sessiz kalmasın! Çünkü sessizlik öldürür…
Lila Aytula