Sudan Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, bir yıldan uzun süredir Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) tarafından kuşatma altında tutulan Darfur'un El Faşir kentinde, bir hafta içinde "yetersiz beslenme" nedeniyle en az 63 kişinin hayatını kaybettiği duyuruldu.
ABD’nin nüfuzunu korumak ve yönetimin İngiltere ve Avrupa eksenli sivil partilere geçmemesi için Sudan’da 2023 Nisan ayında başlatılan iç savaş Ordu Komutanı Abdulfettah el-Burhan ve Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) Komutanı Muhammed Hamdan Daglu (Hamideti) arasında bölünmeye doğru giden çatışmaların gölgesinde şiddetli bir şekilde sürüyor. Savaş tüm şiddeti ile sürerken Sudan’da açlık ve insani kriz baş gösteriyor.
3-10 Ağustos tarihleri arasında el Faşir kentinde yetersiz beslenme nedeniyle ölenlerin sayısının 63'e ulaştığı, bunların çoğunun kadın ve çocuk olduğu belirtiliyor. Bu rakamın hastanelere ulaşabilenlerle sınırlı olduğu ve birçok kişinin şiddet nedeniyle hastaneye ulaşamadığı, evinde ölenlerin hemen gömüldüğü için sayının çok daha fazla olduğu ifade ediliyor.
Birleşmiş Milletler'in "dünyanın en kötü açlık ve yerinden edilme krizi" olarak tanımladığı krizde, on binlerce insan hayatını kaybetti ve en az 13 milyon insan yerinden edildi.
Halk, gıda kıtlığı nedeniyle hayvan yemi olarak kullanılan yağlı tohum küspesini ("ambaz") yemek zorunda kalıyor. Temel gıda maddelerinin fiyatları fahiş seviyelere ulaşmış durumda. Bir çuval mısır unu 3 bin dolardan satıldığı bölgeden gelen haberler arasında yer alıyor.
Birleşmiş Milletler'e göre kentteki 5 yaş altı çocukların %40'ı yetersiz beslenme sorunu yaşıyor.
Yardım kuruluşlarının bölgeye erişimi, çatışmalar ve yolların kapalı olması nedeniyle neredeyse imkansız hale gelirken, Dünya Gıda Programı (WFP), bir yılı aşkın süredir kente karayoluyla yardım ulaştıramadığını beyan ediyor.
Çatışmaların Yoğunlaştığı El Faşir
El Faşir, Sudan ordusunun Darfur bölgesindeki son kalesi ve kontrolü altındaki tek büyük şehir. HDK, Darfur'un tamamını ele geçirmek için bu şehri hedef almayı sürdürüyor.
Şehir, stratejik konumu nedeniyle Çad, Libya ve Mısır'a giden yollar üzerinde önemli bir iletişim ve yardım merkezi durumunda.
Son dönemde ordu kontrolündeki Port Sudan gibi stratejik noktalara düzenlenen İHA (insansız hava aracı) saldırıları, orduyu El Faşir'den uzaklaştırarak savunmasını zayıflatmaya yönelik bir taktik olarak değerlendirilirken, Birleşik Arap Emirlikleri HDK’ya saldırılarda kullanılmak üzere İHA ve bazı stratejik askeri mühimmatları sağlıyor.
Trump’ın Elçisi, El Burhan İle Görüştü
Haber yayına hazırlanırken gelen son dakika bilgisine göre, General El-Burhan, Trump'ın Afrika Danışmanı Boulos ile görüştü.
General El-Burhan'ın, Katar'ın düzenlediği bir görüşme kapsamında İsviçre'de ABD Afrika İşleri Başkanı Danışmanı Mesad Boulos ile bir araya geldiği bildiriliyor.
Görüşmelerin Sudan krizinin sona erdirilmesi ve BAE'nin HDK'ya verdiği desteğin durdurulması yönündeki baskılara odaklandığı bildirildi.
Boulos daha sonra Ebu Şuk kampında sivillerin öldürülmesini kınadı ve Darfur'a insani yardım ulaştırmak için güvenli koridorların açılması çağrısında bulundu.
Bu çağrı, bölgede açlık çeken sivillerden çok bazı Darfurlu liderlerin halka şehri terk etme çağrısı yapması, HDK'nın şehri daha kolay ele geçirmesine hizmet eden dış güçlerin planlarıyla uyumlu bir hamle olarak öne çıkıyor.
Sudan’daki Savaşan Taraflar ve Bölgesel Aktörlerin Hedefi Nedir?
Sudan'daki savaş sadece bir iç savaş değil, aynı zamanda uluslararası güçlerin (özellikle ABD ve İngiltere) ve bölgesel aktörlerin (BAE) dahil olduğu bir vekalet savaşı olarak yorumlanıyor.
HDK, Darfur'u Sudan'dan ayırmayı hedefleyen bir Amerikan planının parçası olarak hareket ediyor.
Birleşik Arap Emirlikleri, HDK'ye gelişmiş İHA'lar tedarik ederek çatışmalarda önemli bir rol oynuyor ve ordunun lojistik hatlarını hedef alıyor.
Bazı Darfurlu liderlerin halka şehri terk etme çağrısı yapması, HDK'nin şehri daha kolay ele geçirmesine hizmet eden ve dış güçlerin planlarıyla uyumlu bir hamle olarak öne çıkıyor.
İngiltere’nin siyasi ekseninde hareket eden Birleşik Arap Emirlikleri, hem Daglo hem de yandaşları üzerinde söz sahibi olma hayaliyle Hızlı Destek Kuvvetleri’nin lideri ABD maşası Muhammed Hamdan Daglo’yu destekliyor. Birleşik Arap Emirlikleri’nin bu eylemi, Libya’da ABD ajanı General Hafter’e verdiği desteğe benzetiliyor.
BAE’nin İHA ve silah desteği ile başlatılan saldırılar, sahada ABD’nin kurguladığı senaryoların dışına çıkan Sudan ordusu birliklerini Darfur’daki el-Faşir operasyonundan uzaklaştırmak için “klasik bir dikkat dağıtma taktiği” olduğu, 21 Mayıs 2025 tarihinde Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi tarafından yayımlanan siyasi analizde ifade edilmişti. Ajansların haberinde, “El Faşir’e giden askerlerin Sudan’ın doğusuna yapılan saldırılar yüzünden geri çağırıldığı” belirtiliyor. HDK, Hartum, Bahri ve Umdurman’daki yenilgilerin ardından Darfur’a çekilmiş ve el-Faşir’i kuşatma altına almıştı. Ancak, “HDK’nın el-Faşir operasyonu, operasyonel momentum ve zindeliğini yitirmişti.” İHA saldırılarının, HDK’ya moral ve psikolojik üstünlük kazandırarak Darfur’daki konumunu güçlendirmeyi amaçladığına dikkat çekilirken, ordunun da böylece senaryonun içinde kalması sağlandığı belirtilmişti.
Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve ordu komutanı Abdül Fettah El Burhan’ın, 13 Mart 2025’te, ordunun “Hızlı Destek Kuvvetleri’ni ortadan kaldırmaya kararlı olduğunu” vurguladığı bilgisi hatırlatılırken, 29 Nisan 2025’te Russia Today’e yaptığı açıklamada, “Savaşımız devlete karşı silah kullanan herkestir, herhangi bir kabileye karşı değildir” çıkışının, Darfur’daki bazı kabilelerin ordunun kendilerine karşı olduğu algısını kırmaya çalıştığına ve El Burhan’ın orduya adeta “biraz yavaş olun” çağrısıyla HDK güçlerine karşı saldırıları frenlemeye çalıştığı şeklinde ifade ediliyor.
Analizde, bu saldırıların Sudan’ı bir kez daha bölünmeye sürükleyebileceğinin kuvvetli bir olasılık olduğunun altı çiziliyor.
Ayrıca HDK’nın, Cidde görüşmeleri öncesi el-Faşir’de kontrolü ele geçirerek “defakto hükümet” kurmayı hedeflediğine de analizde yer veriliyor.
Sudan’daki bu gelişmeler, yalnızca bölgesel değil, uluslararası aktörlerin de dahil olduğu karmaşık bir vekalet savaşının parçası olduğunun ve ülkenin geleceğinin bu kritik eşikte alınacak kararlara bağlı olduğu beyan edilen analizin en dikkat çekici kısmında ise, “Amerika, Güney Sudan’ı ayırdığı gibi, Darfur’u da Sudan’dan koparmak için bütün kozlarını oynuyor.” ifadeleriyle senaryonun asıl sahibine işaret ediliyor.