Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’na hitabında, Filistin halı nezdinde itibarı olmayan Mahmud Abbas’ın yanlarında olmasını arzu ettiğini ayrıca çözüm için “İki Devletli Planı” çözüm olarak sundu.
Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul Salonu'nda düzenlenen, “Filistin Meselesine Çözüm Bulunması ve İki Devletli Çözümün Hayata Geçirilmesi Konulu Yüksek Düzeyli Uluslararası Konferansı”nda açıklamalarda bulundu.
Sorun işgalci ‘İsrail’in varlığı iken konferansın isminde “Filistin Meselesine Çözüm” ibaresinin geçmesi ve 1967 sınırları çerçevesinde Filistin topraklarındaki işgale meşruiyet kazandıran, kalan yüzde 20’lik toprak parçasında sembolik bir Filistin devletini öngören “İki Devletli Çözümün Hayata Geçirilmesi” ifadelerinin olması dikkat çekiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın BM’deki konuşmasında şu ifadeler yer aldı:
"Elini vicdanına koyan hiç kimse yaşananları kabul edemez; dahası böyle bir soykırıma sessiz kalamaz. Netanyahu hükümetinin amacı Filistin devletini kurulmasını imkânsız hale getirmek, Filistin halkını göçe zorlamaktır. Bu olumsuz gelişmelerin ortasında BM'de bir grup ülkenin Filistin devletinin tanıma kararı alması son derece önemli tarihi bir karardır.
Mahmud Abbas'ın bugün bizimle birlikte olmasını arzu ederdik. Bugün söz alan tüm katılımcıların aynı zamanda Filistin halkının sesi olmasını çok ama çok kıymetli buluyorum. Bugün Filistin davası artık dünyaya mal olmuştur.
Bu salondaki katılım bunun en güzel ispatıdır. Avrupa'da, Asya'da, Amerika'da ve Afrika'da sokakta, sosyal medyada, basında, özgür Filistin nidalarına hiç duymadığımız kadar tanık oluyoruz. Şu çelişki buradaki dostlarım dahil kimsenin dikkatinden kaçmamalıdır. Holokost zulmüyle kökünü kazınmak isteyen Netanyahu hükümeti, aynı toprağı havayı, suyu paylaştığı komşularına soykırım uyguluyor.
Uluslararası toplum Batı Şeria'daki yayılmacılığı, Doğu Kudüs'teki oldubittileri bölgedeki istikrarsızlığı yayma girişimlerini durdurmak zorundadır. Aksi takdirde uluslararası düzen ve evrensel değerlerden söz edilebilir. Derinleşen işgal ve ilhak politikalarının hedefi açıktır. İki devletli çözüm vizyonunu öldürmek, Filistin Devleti'nin yaşayabileceği zemin bırakmamak, Filistin halkını sürgün etmek ve bölgede yayılmacı emellerini hayata geçirmek. Buna asla izin verilemez.
Bu konferansta Filistin devletini tanıma cesaretini gösteren ülkelerin tarihi duruşun arkasını doldurmalarını temenni ediyorum. Ateşkesin ilanı, Gazze'ye insani yardımların engelsiz şekilde girişinin sağlanması gerekiyor.
Gazze, Filistin’in ayrılmaz bir parçasıdır ve Filistinlilere aittir. Filistinlilerin kendi topraklarını nasıl idare edeceklerini de yine kendileri belirleyecektir.
Değerli Dostlarım… Filistin’in Birleşmiş Milletlere tam üyeliğinin de artık vakti gelmiştir. Filistin’in kurumsal kapasitesinin artırılması, mali ve teknik desteklerin güçlendirilmesi, UNRWA gibi insani yardım kuruluşlarının faaliyetlerinin sürdürülmesi mühimdir.
Biz, Türkiye olarak, 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan, coğrafi bütünlüğü haiz Filistin Devleti vücut bulana kadar mücadeleye azimle devam edeceğiz. Buradan tüm Filistinli kardeşlerime, özellikle mazlum Gazze halkına en kalbi selamlarımı gönderiyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının son kısmında mikrofonu kapandı. Edinilen bilgiye göre liderlere 5 dakika, bakanlara 3 dakika süre veriliyor. Süre aşımında mikrofonun otomatik olarak kapanacağının konuşmacılara bildirildiği öğrenildi.